Omega-3 yağ asitleri vücudunuzun sağlıklı işleyişi için önemlidir ve bu yağları yeterli miktarda almak, kalp sağlığını koruma, beyin fonksiyonlarını destekleme ve iltihapları azaltma gibi birçok fayda sağlayabilir.
Vücudumuz bu yağ asitlerini üretemediği için diyet yoluyla almamız gerekiyor. Ancak, omega-3 takviyelerini kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı önemli faktörler bulunmaktadır.
İşte Omega-3 takviyesi kullanmadan önce dikkat etmeniz gerekenler:
1- Kullanılacak Omega-3 Türüne Dikkat Edin:
Omega-3 takviyeleri genellikle balık yağı, keten tohumu yağı veya alg yağı gibi kaynaklardan elde edilir. En önemli üç omega-3 türü ALA (alfa-linolenik asit), DHA (dokosaheksaenoik asit) ve EPA’dır (eikosapentaenoik asit).
ALA türü bitkisel kaynaklı omaga-3 türüdür ve takviye kullanılacak formun EPA VE DHA olması önem arz etmektedir. EPA ve DHA formu kalp hastalıkları, enflamasyonun azaltılması ve genel vücut sağlığı için en önemli formlarıdır.
2- Takviyenin İçerdiği Omega-3 Miktarı:
Kullanılacak Omega-3 takviyesinin türüne karar verdikten sonra bakılması gereken en önemli şeylerden biri bu formların içerikteki toplam miktarıdır.
Günümüzde sağlıklı yetişkinler için genellikle önerilen günlük omega-3 dozu 250-500 mg EPA/DHA’dır. Genellikle 1000 mg yazılı olan 1 kapsülde toplam EPA ve DHA miktarı 300-320 mg kadardır ve diğer formların miktarı EPA/DHA oranından daha önemli değildir.
Kalp sağlığı yönünden alacağınız omega-3 takviyesinin EPA/DHA oranının 1000 mg ve üzerinde olması gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da miktarın doz aşımıdır: FDA ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), EPA ve DHA içeren omega-3 takviyelerinin günde 5.000 mg’ı aşmaması gerektiğini belirtmektedir.
3- Fosfolipid, Serbest Yağ Asitleri ve Trigliserid Formları Tercih Edilmeli:
Kullanılacak omega-3 takviyesinin türü ve miktarı kadar önemli olan bir diğer husus daha iyi bir emilimin sağlanmasıdır. Takviyenin biyoyararlanımı yani vücudumuzda daha iyi bir kullanıma sahip olması için etil esterler yerine fosfolipid, serbest yağ asitleri ve trigliserid formda olması önemlidir.
Eğer etil ester formu yüksekse bu takviyeden alacağınız verimin düşük olduğu anlamına gelmektedir. Bu sebeple alacağınız takviyenin mutlaka etiket kısmını okumalı ve hangi forma sahip olduğunu bilmelniz gerekmektedir.
4- Saf ve Özgün Olmalı:
Genel anlamda takviyelerin denetlendiği kuruluşlar mevcuttur ve alacağınız omega-3 takviyesinin yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından akredite onayının alınmış önem arz etmektedir.
Takviyeleri denetleyen birçok kuruluş mevcuttur ve kullanılacak takviyenin özellikle Avrupa merkezli, sertifikalı ve bağımsız kuruluşlardan onaylanmış olması önemlidir, buna mutlaka dikkat edilmelidir.
5- Taze Olmalı:
Omega-3 yağ asitleri oksidasyona yatkındır ve kullanılmak üzere açılıp uzun süre muhafaza edilen omega-3 takviyeleri bozulmaya uğrayabilir. Omega-3 takviyesi kullanırke taze olmasına, raf ömrünün geçmemiş olmasına ve taze olmasına dikkat edilmelidir.
Omega-3 takviyelerinin kendine has, balık benzeri bir kokuları mevcuttur ve bozulma durumda bu koku azalır. Takviyelerdeki bozulmanın azaltılması için bazı ürünlere oksidasyonu azaltan E vitamini ilave edilmektedir, eğer E vitamini içeriği bulunan bir takviye aldıysanız bozulmanın riskinin daha düşük olduğunu düşünmelisiniz.
6- Sürdürülebilir Olmalı:
Omega-3 takviyeleri halk arasında balık yağı da olarak da geçmektedir, çünkü genellikle bu takviyeler balığın kendisinden, gövdesinden ve karaciğerinde elde edilmektedir. Omega-3 takviyesi kullanırken bunun balık yağ olduğu bilinir fakat içerdiği balığın kaynağı da bilinmelidir.
Kullanılan takviyelerin ağır metal riskini azaltmak için küçük balıklardan elde edilmesi önem arz etmektedir. Genellikle küçük balıkların gövdesinden elde edilen omega-3 takviyeleri daha sağlıklıdır diyebiliriz.