TANSİYON İLAÇLARI BÖBREKLERE ZARAR VERİR Mİ ?

Blog,Genel

TANSİYON İLAÇLARI BÖBREKLERE ZARAR VERİR Mİ ?

Tekrarlanan ofis ölçümlerinde arteriyel kan basıncının 140/90 mmHg’den daha yüksek olması hipertansiyon olarak tanımlanır.

Hipertansiyon, sürekli kan basıncı yüksekliği ile kendini gösteren, sistemik bir hastalık olup, ciddi komplikasyonlara neden olması ve toplumda yaygın olarak görülmesi nedeniyle önemli bir sağlık problemidir.

Yılda yaklaşık 10 milyon insan hipertansiyona bağlı nedenlerle kaybediyoruz. 

Tansiyon yüksekliği tedavi edilmezse yıllar içerisinde böbrek yetmezliğiyle sonuçlanabilir.

 Sanılanın aksine tansiyon ilaçları sayesinde kan basıncı kontrolü sağlandığı için böbreklerin yüksek kan basıncına bağlı olarak zarar görmesi önlenir.

Tedavi edilmeyen hipertansiyon kalp yetersizliği, kalp damar tıkanıklığı, inme, böbrek yetersizliği, bacak damar tıkamnıklığı, aort damar yırtılması ve ölüm oranını arttıran en önemli hastalıktır.

Dünya ve ülkemiz genelinde diyaliz gerektiren böbrek yetmezliğinin en sık nedeni hipertansiyondur. İkinci sıklıkta şeker hastalığı gelmektedir. 

Tansiyon ilaçları vücuttan böbrek ve karaciğer ile atılmaktadır. Tansiyon hastalarının büyük bir kısmı tansiyon hastası olduğunun farkında değildir.

 Farkında olan hastalar ise ilaçlarını eksik kullanmakta veya hiç kullanmamaktadır. Unutulmaması  gereken durumlardan biri de hastaların bazıları ilaç kullandığı halde kontrollere gitmemeleridir.

Tansiyon hastalığında değiştirilebir risk faktörleri

1- Beslenme Tarzı; sodyum alımı ile hipertansiyon arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda günde 5 gram ve üzerinde sodyum alanlarda sistolik kan basıncında ve hipertansiyon sıklığında artış olduğu gösterilmiştir.

 2- Hareketsiz yaşam; günümüzde yaşam koşulları değiştiği için insanlar giderek daha az hareket etmektedir. Yapılan çalışşmalarda insanların günde ortalama 8 saatinin hareketsiz şekilde geçirdiği bildirilmiştir.

3-Obezite(Fazla kilo); obezite ve kilo alımı aynı zamanda var olan hipertansiyonun daha da ilerlemesine yol açmaktadır. Yağ dokusu yalnızca pasif bir enerji deposu olarak değil, salgıladığı hormonlar ile tansiyonu yükseltmektedir.

4- Sigara; sempatik sinir sistemini arttırarak kan basıncı  yükseklğine neden olmaktadır.

5- Diyabet veya insülin direnci; İnsülin direnci ve diyabet birlikteliği sempatik sinir sitemini ve renin anjiyotensin adosteraon sistemini uyararak ve sodyum tutulumunu artırarak hipertansiyona yol açmaktadır.

6-Uyku apne sendromu; uyku esnasında hastaların kan karbondioksit düzeyleri yükselir ve buna bağlı olarak sempatik sinir sistemi aktifleşir. Uyku esnasında hastanın nabız ve tansiyonları yükselir.Hastalar sürekli uykuda bu döngü içerisindedirler.

Yüksek tansiyon böbreklerde ne yapar? 

-Hem böbrek içi damarlarını ve hem de glomerul denilen idrarı süzen yumakçıkları bozarak hasar yapar. 

Bu hasarın başladığı nasıl anlaşılır? 

-İlk saptanan bulgu, idrar ile atılan proteinin artmasıdır. Böbrek hasarının başlangıcı basit bir idrar tetkiki ile anlaşılabilir. 

Eğer normal idrar tetkikinde protein varsa 24 saatlik idrar toplanarak, toplam atılan protein miktarına bakılır. Proteinin idrarla atılımı ne kadar fazlaysa, hasar o kadar büyük demektir.

İdrarda atılan proteinin artışından sonra gelişen en önemli böbrek bozukluğu göstergesi kanda üre ve kreatinin dediğimiz maddelerin artmasıdır. 

Üre ve kreatinin yükselmesi böbreklerde hasarın ciddileştiğini gösterir, acil önlem almayı gerektirdiğine işaret eder.

Hastalardan en sık uyduğumuz şey ”bana ilaç verme, böbreklerim bozulur” endişesidir. Esasında hastaların tansiyon ilaçlarını kullanmadığı için böbrekleri bozulmaktadır. Bazı özel durumlar hariç tansiyon ilaçları böbrek hasarının düzeltilmesinde kullanılan ilaçların başında gelir.

Bu durumu akılda tutarak, yüksek tansiyonu olan hastaların doktorlarının tavsiyelerine uymaları çok önemlidir.

Bunu Paylaş :