Hipertrofik Kardiyomiyopati (HKMP), kalp kasının anormal derecede kalınlaşmasıyla ortaya çıkan genetik bir kalp hastalığıdır. Bu durum, kalbin kan pompalama yeteneğini olumsuz etkiler ve zamanla ciddi komplikasyonlara yol açabilir. HKMP genellikle sol ventrikülde meydana gelir ve kalp kasının sertleşmesi sonucunda kan akışında zorluk yaratır. Hastalığın belirtileri arasında nefes darlığı, göğüs ağrısı, bayılma ve çarpıntı yer alır. Bazı vakalarda ise ani kalp durmasıyla sonuçlanan ritim bozuklukları görülebilir. HKMP’nin genetik kökenli olması nedeniyle, aile bireylerinin taranması ve hastalığın erken teşhisi büyük önem taşır.

Hastalığın tanısında en yaygın kullanılan yöntemlerden biri ekokardiyografidir. Bu test, kalp kasının kalınlaşmasını ve işlev bozukluğunu gözlemlemek için tercih edilir. Manyetik rezonans görüntüleme (MR) de kalp kasının yapısal değişikliklerini incelemek açısından oldukça etkilidir. Ayrıca, elektrokardiyografi (EKG) ile kalp ritmindeki bozukluklar saptanabilir. Genetik testler de HKMP tanısında önemli bir rol oynar ve özellikle hastalığın ailesel öyküsü olan bireylerde yaygın olarak kullanılır. Tanı ne kadar erken konulursa, hastalığın komplikasyonları o kadar etkili bir şekilde yönetilebilir.

HKMP tedavisinde hastalığın ciddiyetine ve hastanın semptomlarına bağlı olarak farklı yöntemler uygulanır. Hafif semptomlu hastalar için ilaç tedavisi genellikle ilk basamaktır; bu tedavide beta-blokerler ve kalsiyum kanal blokerleri gibi ilaçlar kullanılarak kalp atış hızını ve kan akışını düzenlemeye çalışılır. Ancak, ciddi vakalarda cerrahi müdahaleler gerekebilir. Septal miyektomi veya alkol septal ablasyon, kalınlaşmış kalp dokusunun azaltılmasına yönelik cerrahi tedavilerdir. Bununla birlikte, ani kardiyak ölüm riski taşıyan hastalarda, kalbe implante edilebilen kardiyoverter defibrilatör (ICD) ile hayatı tehdit eden aritmi riskleri önlenebilir. Tedavi, her hasta için kişiye özel planlanmalı ve düzenli kontrollerle takip edilmelidir.