Kalp krizi geçiren, anjiyo olan veya kalbine stent takılan hastaların reçetelerine baktığımızda değişmeyen bir tablo görürüz: Kan sulandırıcılar, kolesterol ilaçları ve mutlaka bir mide koruyucu (Proton Pompası İnhibitörü – PPI).
Birçok hasta, “Benim midemde yanma yok, reflüm yok, neden bu ilacı içiyorum?” diye düşünerek mide koruyucusunu ihmal edebiliyor. Ancak bu ihmal, bazen kalp krizinin kendisi kadar riskli sonuçlar doğurabiliyor. Peki, kalp doktorunuzun mide koruyucu yazmasındaki gerçek sebep nedir? Gelin, bu “koruyucu kalkanın” ardındaki tıbbi mantığı birlikte inceleyelim.
1. İkili Antiagregan Tedavi (DAPT) Nedir?
Kalp damarlarına stent takıldığında veya bir tıkanıklık açıldığında, vücut bu stenti “yabancı bir madde” olarak algılar. Kanın bu bölgede pıhtılaşmasını önlemek için doktorlar genellikle ikili kan sulandırıcı (DAPT) tedavisine başlar. Bu tedavi genellikle Aspirin ve yanına eklenen ikinci bir güçlü kan sulandırıcıdan (Clopidogrel, Ticagrelor veya Prasugrel gibi) oluşur.
Bu ilaçlar hayat kurtarıcıdır; stentin tıkanmasını ve ikinci bir krizi önlerler. Ancak madalyonun bir de öbür yüzü vardır: Kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltırken, mide mukozasını saldırılara karşı daha savunmasız hale getirirler.
2. Kan Sulandırıcılar Mideye Nasıl Zarar Verir?
Aspirin ve benzeri ilaçlar mideye iki şekilde etki eder:
- Doğrudan Temas: İlacın midede çözünmesi sırasında mide duvarıyla doğrudan teması, oradaki koruyucu tabakayı zayıflatabilir.
- Sistemik Etki: Bu ilaçlar vücutta “prostaglandin” adı verilen koruyucu maddelerin üretimini baskılar. Prostaglandinler mideyi kendi asidinden koruyan mukus tabakasının üretilmesini sağlar. Bu madde azaldığında, mide asidi kendi dokusuna zarar vermeye başlar.
Mide şikayetiniz olmasa bile, kan sulandırıcılar mide duvarındaki kılcal damarlardan sızıntı şeklinde kanamalara veya var olan küçük bir gastritin derin bir ülserleşmesine neden olabilir.
3. Mide Kanaması: Sessiz ve Derin Risk
Kalp hastalarında mide kanaması, sadece mideyi ilgilendiren bir sorun değildir. Bir kanama başladığında vücut ciddi bir stres altına girer. Kan kaybı nedeniyle tansiyon düşer, kalp hızı artar ve kalbin beslenmesi bozulur.
Daha da kritiği; bir mide kanaması başladığında, doktorlar kanamayı durdurabilmek için hayat kurtarıcı olan kan sulandırıcı ilaçlarınızı kesmek zorunda kalabilir. Kan sulandırıcılar kesildiğinde ise takılan stentin aniden pıhtı ile tıkanma riski doğar. Yani mideyi korumak, aslında dolaylı yoldan kalbi ve stenti korumaktır.
4. Kimler Daha Fazla Risk Altında?
Her kalp hastası aynı risk düzeyinde değildir. Ancak şu kriterlere sahipseniz mide koruyucu kullanımı sizin için “opsiyonel” değil, “zorunlu” bir hal alır:
- 65 yaş ve üzeri olmak.
- Geçmişte mide ülseri veya gastrit öyküsü bulunması.
- Aynı anda kortizon veya bazı ağrı kesicileri (NSAİİ) kullanmak.
- Alkol kullanımı.
- Helicobacter Pylori (mide mikrobu) varlığı.
5. Mide Koruyucular (PPI) Nasıl Çalışır?
Genellikle Pantoprazol, Lansoprazol veya Esomeprazol gibi etken maddeler içeren bu ilaçlar, mide duvarındaki asit üreten pompaları geçici olarak durdurur. Midenin asit seviyesi düştüğünde:
- Mide duvarı kendini yenileme fırsatı bulur.
- Kan sulandırıcıların yarattığı aşındırıcı etki asit azlığı sayesinde minimize edilir.
- Olası küçük yaralar (erozyonlar) kanamaya dönüşmeden iyileşir.
6. Doğru Kullanım Nasıl Olmalı?
Mide koruyuculardan maksimum verim almak için kullanım zamanlaması kritiktir. Çoğu kardiyolog, bu ilaçların sabah aç karnına, kahvaltıdan 30-60 dakika önce içilmesini önerir. Böylece ilaç, gün içindeki asit salgısını kontrol altına almak için en uygun zaman diliminde aktifleşir.
7. Tedavi Ne Kadar Sürecek?
Bu sorunun cevabı, kan sulandırıcıları ne kadar süre kullanacağınıza bağlıdır. Genellikle stent sonrası ilk 6 ay veya 1 yıl “yüksek riskli dönem” olarak kabul edilir. Doktorunuz kan sulandırıcı dozunuzu azalttığında veya tekli ilaca geçtiğinde, mide koruyucu ihtiyacınızı tekrar değerlendirecektir. Doktorunuza danışmadan mide koruyucuyu bırakmak, zincirleme bir risk reaksiyonu başlatır.
Kalbiniz için Midenize İyi Bakın
Kalp sağlığı bir bütündür. Sadece damarları açmak yetmez; o damarların açık kalmasını sağlayan ilaçların vücudun geri kalanına zarar vermesini de engellemek gerekir. Mide koruyucular, kalp tedavisinde bir “yan ilaç” değil, tedavinin güvenliğini sağlayan bir “sigorta poliçesi” gibidir.
Eğer mide koruyucu kullanırken şişkinlik, sindirim sorunları veya farklı yan etkiler hissediyorsanız, ilacı bırakmak yerine mutlaka kardiyoloğunuzla konuşun. Belki de sadece ilacın türünü değiştirmek yeterli olacaktır. Unutmayın, midede oluşacak bir sorun, kalbinizdeki iyileşme sürecini sekteye uğratır.
Bu yazı bilgilendirme amaçlıdır. İlaç kullanımı, dozaj ve tedavi süreci hakkında en doğru bilgi için sizi takip eden kardiyoloji uzmanına danışın.
Dilerseniz diğer blog içeriklerimizi de inceleyin.

