Karaciğer yağlanması konusu ile karşınızdayız. Modern yaşamın hızı içinde bazen vücudumuzun verdiği sinyalleri görmezden geliyoruz. Ayrıca sabahları yorgun uyanmak, sağ kaburga altında hafif bir dolgunluk hissi. Çoğu zaman bu durumu “yaşlanıyoruz” ya da “biraz fazla kaçırdık” diyerek gönderiyoruz. Oysa e-Nabız profilinizde, kan tahlillerinizin satır aralarında karaciğerinizin geleceğine dair çok önemli bir ipucu gizli: ALT ve AST oranları.
Karaciğer yağlanması sadece “biraz kilo aldım” demek değildir; bu, vücudun ana laboratuvarının paslanmaya başladığının bir işaretidir. Gelin, bu rakamların dilini birlikte çözelim ve karaciğerinizi nasıl eski sağlığına kavuşturabileceğinizi inceleyelim.
ALT ve AST Nedir? Neden Bu Oran Çok Önemli?
Kan tahlili yaptırdığınızda karşınıza çıkan ALT (Alanin Aminotransferaz) ve AST (Aspartat Aminotransferaz), karaciğer hücrelerinde bulunan enzimlerdir. Ayrıca; karaciğer hücreleri hasar gördüğünde veya iltihaplandığında, bu enzimler kana karışır ve seviyeleri yükselir.
Ancak tek başına yükseklik her zaman her şeyi anlatmaz. Öyle ki uzmanlar artık bu iki değerin birbirine olan oranına bakıyor.
Kritik Eşik: 1.25 – 1.50 Aralığı
Eğer e-Nabız sonuçlarınızda;
- ALT değeriniz, AST değerinden yüksekse (özellikle ALT/AST oranı 1.25’in üzerindeyse),
- ALT değeriniz normal sınırın yaklaşık 1.5 katı civarında seyrederken AST değeriniz normal kalıyorsa,
Bu durum, karaciğerinizde sadece basit bir yağlanma olmadığını, yağın artık dokularda iltihap (steatohepatit) oluşturmaya başladığını gösterir. Bu iltihaplanma sürecine dur demezseniz karaciğer dokusunda sertleşme (fibrozis) ve nihayetinde siroza kadar giden bir yolculuk başlar.
Karaciğer Yağlanmasının Sessiz Belirtisi: Bel Çevresi
Karaciğer yağlanmasını anlamak için her zaman karmaşık cihazlara gerek yoktur. Mezura, en az kan tahlili kadar dürüst bir araçtır. Tıpta “Visseral Yağlanma” dediğimiz, iç organların çevresinde biriken yağ, karaciğerin en büyük düşmanıdır.
Bel çevresi ölçümünüz kadınlarda 88 cm, erkeklerde ise 102 cm üzerine çıkmışsa, karaciğerinizin yağlanma olasılığı %80’in üzerindedir. Karaciğer, kapasitesinin üzerinde fruktoz ve işlenmiş karbonhidratla karşılaşır. Bu yükü depolamak zorunda kalır. Depolanan bu yağlar zamanla oksitli hale gelir ve karaciğerde mikro-iltihaplara neden olur. İşte bu aşama, e-Nabız’daki o “hafif yüksek” ALT değerlerinin arkasındaki gerçek hikâyedir.
Karaciğer Yağlanması Bir Kader mi?
İyi haber şu: Karaciğer, vücudun kendini yenileme kapasitesi en yüksek organıdır. Bir deri kesiğinin iyileşmesi gibi, doğru şartlar sağlandığında karaciğer de kendini onarır. Karaciğer yağlanması bir “durak” değil, geri döneceğiniz bir “geçiş” sürecidir.
Peki, bu süreci tersine çevirmek için neler yapacaksınız?
1. Özellikle Şekeri ve Sıvı Fruktozu Terk Edin
Karaciğerin en büyük düşmanı alkol kadar tehlikeli olan bir şey varsa, o da mısır şurubu (nişasta bazlı şeker) içerikli ürünlerdir. Ayrıca meyve suları, asitli içecekler ve paketli atıştırmalıklar doğrudan karaciğere gider ve yağ olarak depolanır. Karaciğerinizi dinlendirmek istiyorsanız, sıvı şeker tüketimini sıfıra indirmelisiniz.
2. Akdeniz Tipi Beslenmeye Geçiş
Zeytinyağı, karaciğer dostu antioksidanlar (polifenoller) içerir. Enginar, deve dikeni, turp ve karalahana gibi sebzeler, karaciğerin detoksifikasyon fazlarını destekleyen sülfürlü bileşikler bakımından zengindir. Beslenme planınıza bu “karaciğer dostlarını” eklemek, enzim seviyelerinizin normale dönmesini hızlandırır.
3. Aralıklı Oruç (Intermittent Fasting)
Sürekli atıştırmak, insülin seviyelerini yüksek tutarak karaciğerin yağ yakma moduna geçmesini engeller. Gün içinde karaciğere 14-16 saatlik bir açlık penceresi bırakmak gerek. Bu, organın depolanmış yağları enerji olarak kullanmasına olanak tanır.
4. Hareketin Gücü
Egzersiz yapmak sadece kalori yakmak değildir. Fiziksel aktivite sırasında kaslar kandaki glukozu çeker ve karaciğerin üzerindeki yükü hafifletir. Günde 30 dakikalık tempolu bir yürüyüşün, karaciğer enzimlerini düşürmede ilaçlar kadar etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Kendi Sağlığınızın Dedektifi Olun
Sağlık, sadece hastaneye gittiğinizde hatırladığınız bir kavram değildir. Ek olarak; e-Nabız gibi dijital araçlar, bize kendi sağlığımızın sorumluluğunu alma şansı veriyor. Bir sonraki tahlilinizde sadece “referans aralığında mı?” diye bakmakla yetinmeyin. ALT ve AST oranlarınıza dikkat edin, bel çevrenizi ölçün ve vücudunuzun size fısıldadıklarını dinleyin.
Unutmayın; karaciğer yağlanması bir son değil, yaşam tarzınızı değiştirmek için verilmiş bir fırsattır. Bugün atacağınız küçük bir adım —belki o şekerli kahveden vazgeçmek, belki akşamüstü kısa bir yürüyüşe çıkmak— karaciğerinizin on yıllar boyu sağlıklı kalmasını sağlayabilir.
Bu yazı bilgilendirme amaçlıdır. Teşhis ve tedavi için mutlaka doktorunuza danışınız.
Dilerseniz diğer blog içeriklerimizi de okuyun.

