123sex, xporn, xvideos, vvlx, xhamster, xvideos, pornx, hentai, xnxx, xxx, sex việt, Phim sex,

Bitki Çayları ve Sağlık İlişkisi

Blog

Bitki Çayları ve Sağlık İlişkisi

İyileştirici özellikleri ve hoşa giden lezzetleri ile hayatımızda önemli bir yer alan ve Dünyada en çok tüketilen ikinci içecek olan çayın içerdiği alkoloid-fenolik bileşikler, vitamin-mineraller ve aminoasit gibi maddeler anti- inflamatuar etkileri sayesinde kardiyovasküler sistem hastalıkları başta olmak üzere diyabet, kadın hastalıkları, dermatolojik hastalıklar, uyku bozuklukları gibi bazı sağlık problemlerinin önlenmesine yardım olabilmektedir.

İnsanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalarda siyah çaydaki polifenollerin kanser oluşumunu engellediği, LDL (düşük dansiteli lipoprotein) kolesterolü %11.1 oranında azalttığı, aterosklerozu (damar sertliğini) engelleyebildiği görülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda, günde iki bardak çay tüketiminin kalp krizi nedeniyle ölüm riskinin azaltılmasında etkili olabileceği ifade edilmiştir.

Hem soğuk havalarda ısınma isteğimizi bastıracak hem de antioksidan aktiviteleri sayesinde hastalıklara karşı koruyup “yudum yudum şifa” sağlayacak bitki çaylarının bazıları;

Ihlamur, bitkisi B6, A, C ve P vitaminleri ile birlikte demir, kalsiyum ve manganez gibi önemli mineralleri içermektedir. Kalp çarpıntısı, damar tıkanıklıkları, solunum ve dolaşım sistemi ile ilgi bazı rahatsızlıkların tedavisin de fayda sağlayabilmektedir. Aynı zamanda tansiyonu düşürücü etkisi mevcuttur. Araştırmalarda, ıhlamur çayında bulunan bir antioksidan olan kuarsetin’in, özellikle kardiyovasküler sistemde iltihaplanmaya karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bununla birlikte ıhlamur çayının idrar arttırıcı özelliği ile böbrek ve mesaneyi temizlemeye, böbrek taşı ve kumunun düşmesine yardımcı olduğu da bilinmektedir. Aynı zamanda sinir, sindirim ve bağışıklık sistemi, cilt ve üst solunum yolu hastalıklar üzerinde de tedavi edici etkileri vardır.

Yeşil Çayın iyileştirici gücü, çay yapraklarında bulunan antioksidan bir bileşik olan kateşinler sayesindedir. İçeriğindeki flavonlar sayesinde ise kolesterol seviyelerini düşürür ve kısa süreli olarak beynin bağlantı kurma yeteneğini, öğrenmeyi ve hafızayı artırarak bilişsel performansın artmasına yardımcıdır. Bir bardak (2 gram kuru çay yaprağı) günlük 1000 mg olan flavonoid ihtiyacının 150-200 mg’ını karşılar ve kalp hastalıklarını %20 azaltır. Flavonoidler kan damarlarını gevşeten ve kan basıncını düşüren nitrik oksit üretimini artırır.

Papatya Çayı, içeriğindeki antioksidanlar ve özellikle apigenin sayesinde kalp krizi geçiren hastalarda ve tansiyon hastalarında kaygı düzeyini azaltır, huzurlu bir sakinlik sağlar. Ayrıca 64 diyabetik hastanın dahil edildiği bir çalışmada, yemeklerle birlikte papatya çayı içilmesinin total kolesterol, trigliserit ve LDL kolesterolü düşürdüğü bulunmuştur.

Nane Çayının bulantıyı azalttığı, soğuk algınlığına ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinmektedir. Aynı zamanda mide rahatlatıcı bir etki gösterir ve soğuk algınlığı tedavisinde üst solunum yollarını rahatlatmak için kullanılır. Antioksidan ve anti-inflamatuar etkileri sayesinde mikropların çoğalmasına engeller, bağışıklığı güçlendirir, kanserden ve kalp hastalıklarından korur. Bununla birlikte ağrıyı azaltıcı, kan şekerini dengeleyici etkileri de mevcuttur. Son çalışmalar, içeriğindeki bileşikler sayesinde kardiyovasküler hastalıklardan koruyucu etki gösterdiğini, antidepresan, konsantrasyon artırıcı ve hafıza güçlendirici etkilerinin olduğunu ortaya koymaktadır. Kalp hastalıklarından korunmak için önerilen formu “Mentha pulegium L.”

Alıç, kurumuş çiçekleri (1,5-3,5 g/gün), yaprak veya meyvesi french-press ile demlenerek çay olarak tüketilebilir. Yapılan çalışmalar alıcın kalp yetmezliğini tedavisine yardımcı olduğunu, kan kolesterol seviyesini düşürdüğünü, nitrik oksit salınımını artırdığını, tansiyonu dengelediğini ve sinirsel çarpıntıyı önlediğini belirtiyor.

Adaçayı, hafızayı güçlendirici etkisi başta olmak üzere enfeksiyondan koruma, terlemeyi azaltma, kan şekerini dengeleme, bronşit, astım ve menopoz sonrası belirtileri hafifletme gibi pek çok etkisi görülmektedir. Adaçayı tüketimi daha çok iltihaplı hastalığı (romatoid artrit gibi), bronşiyal astımı ve aterosklerozu (damar sertliği) olan kişilere tavsiye edilmektedir. Yapılan çalışmalarda adaçayının LDL kolesterolün oksidasyonunu önleyerek kalp hastalıklarının tedavi sürecini desteklediği görülmüştür.
Sağlıklı beslenmenin bir parçası olan antioksidan kaynağı çayların kronik hastalıkların oluşma riskini azalttığını ve iyileşmeyi destekleyici etkilerini göz önünde bulundurarak sizde kendinize en uygun olanı seçip bir fincan çay için, şifa alın, içinizi ısıtın…

*Unutulmamalıdır ki, bitki çayları medikal ilaç değildir. Diüretik etkileri göz önünde bulundurulmalı ve gün içerisinde tüketim miktarına dikkat edilmelidir.

Bunu Paylaş :

doc-dr-muhammed-keskin-kimdir

Doç. Dr. Muhammed Keskin